Bir dairenin tadilatı sırasında odadaki mobilyaların düzenlenmesi önemli bir iştir. Çalışma masanızın avantajlı yerleşimi, çalışma alanınızı olabildiğince konforlu bir şekilde düzenlemenize olanak tanır. Yatağın doğru yerleşimi ise sağlıklı ve üretken bir dinlenmeye etki edebilir. Yatak odasında bu eşyanın doğru yerinin ne olması gerektiği konusunda pek çok inanış bulunmaktadır. Onlara güvenmeli miyiz?
Sağlıklı uykunun anahtarı
Kaliteli dinlenme çeşitli faktörlerden etkilenir. Bunlar üç ana gruba ayrılabilir:
- çevre koşullarıyla ilgili;
- fiziksel;
- psikosomatik.
Doktorlar yatak odasında sağlıklı bir atmosferin sağlanmasını şiddetle tavsiye ediyor. Bunun için haftada bir kez ıslak temizlik yapmanız, tozunu almanız ve haftada 2-3 kez elektrik süpürgesi ile süpürmeniz gerekir. Ayrıca bu alana iç mekan bitkileri yerleştirilmesi de önerilir.
Yaz aylarında geceleri pencereyi açık bırakmanız gerekir; Kışın geceleri “havalandırma” modunda bırakın veya kıç penceresini açın. Sıcaklık rahat olmalıdır. Odanın serin olması istenir.
Elbette kişinin fiziksel kondisyonu çok önemlidir. Kötü uykuya yol açan nedenlerden biri de aşırı beslenmedir. Beslenme uzmanları, dinlenmenin daha güçlü ve hafif olması için dinlenmeden 3 saat önce yemek yenmemesini, 2 saat önce ise sıvı tüketilmemesini öneriyor.
Psikosomatik faktörler arasında uykusuzluk ve psikolojik durum yer alır. Huzurlu bir dinlenme için yatmadan 2 saat önce elektronik aletleri kapatmanız ve yatak odasında bulundurmamanız önerilir. Uzun süre uykuya dalamıyorsanız meditasyon da faydalı olabilir.
Yatak pozisyonunun önemine olan inanç psikosomatik bir faktör olarak kabul edilir. Mobilya düzenlemesinin bireyin rüyaları ve yaşam kalitesi üzerindeki etkisi kesin olarak kanıtlanmamıştır. Bu konu henüz araştırılmamış durumda. Sonuçlar katılımcının inanıp inanmamasına göre değişiyordu.
İçerik
- Mobilya Düzenlemesinin Uyku Üzerindeki Etkisi
- Slav geleneklerinde
- Antik Hindistan Felsefesi
- Feng Shui'ye göre
- Antik batıl inançlar ve modern bir bakış açısı
- Takip etmek mi, etmemek mi?
- VİDEO: Kapının karşısında uyumak mümkün mü / Banteyeva'nın Periscope 2016 TopPeriscope.Ru'da
- 50 fotoğraf fikri: Ayaklarınız kapıya doğru olacak şekilde uyumak mı, uyumamak mı?
Mobilya Düzenlemesinin Uyku Üzerindeki Etkisi
Yatağın pozisyonunun uyku ve yaşam kalitesini etkileyip etkilemediği pek çok kişinin merak ettiği bir konudur? Bu soruya hangi açıdan bakılırsa bakılsın, cevap "evet"tir.
- Mantıksal açıdan bakıldığında bu durum, mekanda uygun hava sirkülasyonunun yaratılması gerekliliğiyle açıklanabilir. Yatak doğru konumlandırılmamışsa bu bir engel teşkil edebilir.
- Öte yandan yatağın odadaki konumuyla ilgili çeşitli inanışlar da bulunmaktadır. Birçok halkın geleneklerinde ayaklar girişe doğru gelecek şekilde uyumamak, yatağı duvara yakın koymamak veya girişe dayamak gibi bir kural vardır; çünkü bu, kişinin refahını ve genel olarak yaşam kalitesini etkiler.
Slav geleneklerinde
Slav mitolojisine göre ayaklarınız girişe dönük olacak şekilde uyuyamazsınız. Atalarımız rüya sırasında ruhun bedenden ayrılıp uzayda dolaştığına inanırlardı. Kapı ise yalnızca geceleri açılan "başka bir dünyaya" açılan bir portal olarak algılanıyordu. Bu nedenle, ayakları üzerinde uyuyan bir kişinin ruhunun, bedenden ayrılabilir ve bir daha geri dönemeyebilir, bu portaldan dışarı kayabilir. Yani bu pozisyonda uyursanız uyanma ihtimaliniz çok düşük.
Slavlar geceleri kötü ruhların odaya girebileceğine inanırlardı. Ve eğer kişi ayakları çıkışa doğru gelecek şekilde uyuyorsa, onların etkisine daha açık oluyor. Bunun sonucunda uyku bozuklukları, çeşitli hastalıkların ortaya çıkması ve psikolojik olarak kötü bir durumla karşılaşılır. Ayrıca bu ruhların uyuyan kişinin ruhunu çekip alacağına ve bunun da onun ölümüne yol açacağına inanılırdı.
Antik Hindistan Felsefesi
Hint inancında odadan meridyenlerin geçtiğine ve bu meridyenlerin içinde enerjinin (prana) dolaştığına inanılırdı.
İlginç! Yaşam alanlarında enerji akışı fikri farklı kültürlerde mevcuttur. Hindistan'da bu enerjiye prana, Japonya'da ki, Çin'de qi, Hawaii'de ise mana denir.
Bu nedenle yatağınızı duvara yakın yerleştirmemelisiniz; orada negatif akımlar bulunabilir. Hint inancına göre yatağınızı ayaklarınız kapıya doğru gelecek şekilde koymamalısınız: bu çizgi üzerinde farklı yönlere doğru güçlü bir prana akışı vardır. Kişi bu kadar güçlü bir akımla baş edemeyebilir, bu da onun psikolojik ve fiziksel durumunu olumsuz yönde etkiler.
Feng Shui'ye göre
Feng Shui, Antik Çin'de ortaya çıkan bir öğretidir. Doğu akımlarının çoğu gibi, enerjinin dolaşımı ve onu yönetme becerisi hakkındaki bilgiye dayanmaktadır. Bu felsefenin bir parçası da nesnelerin uzayda doğru yerleştirilmesiyle ilgili öğretidir.
Bu ekole göre yatağınızı ayaklarınız kapıya doğru gelecek şekilde konumlandıramazsınız. Bir tür kapı olduğu sanılmaktadır. Kişi bu pozisyonda uyuduğunda yaşamsal enerji vücuttan dışarı atılır. Ve dinlenirken güç kazanması gerekirken, gücünü kaybediyor ve bunun sonucunda yorgun ve uykusuz uyanıyor.
Sunulan felsefeye göre şans, uyku sırasında açılan delikten kaçabilir. Bunun sonucunda nakit akışında, sağlıkta ve sevdiklerinizle ilişkilerde zorluklar ortaya çıkıyor. Bütün bunlar portal aracılığıyla pozitif yaşam enerjisinin çekilmesiyle bağlantılıdır.
Antik batıl inançlar ve modern bir bakış açısı
Eski geleneklere göre, çeşitli nedenlerle, yatağın kapının karşısına konulması yasaktır. Bu konuda çağdaş uzmanların da kendilerine göre görüşleri var. Onlar, alametlerin sadece onlara inanan insanları etkilediğine inanırlar. Yani psikosomatik faktör devreye giriyor. Kişi psikolojik olarak hastalık ve başarısızlığa karşı kendini hazırlar, bunların gerçekleşeceğine güvenir. Bunun sonucunda da her şey meydana gelir.
Bazı uzmanlar efsanelerin anlattığı sonuçların ortaya çıkmasının genetik hafıza ve bireyin tarihsel gelişimiyle açıklandığını ileri sürmektedir. Bu ne anlama geliyor? Eski zamanlarda evler kilitlerle korunmadığı ve düşmanların içeri girebildiği zamanlarda, ev sahibinin odanın herhangi bir noktasından kapıyı görebilmesi gerekiyordu. Ayaklarını girişe doğru uzatarak uyuduğunda bu imkânsızdır. Dolayısıyla modern dünyada uyuyan kişi, genetik hafızanın da haklı çıkardığı bu pozisyonda rahatsızlık hissediyor. Bu nedenle rejim bozulabilir, yorgunluk birikebilir, sinirlilik hali ortaya çıkabilir.
Yukarıdaki teoriler henüz kanıtlanmamıştır ve soru hala açık kalmaktadır. Ancak uyku alanının kapının karşısında yer almasının kişinin dinlenmesini ve refahını olumsuz etkileyebileceği yönünde belirtiler bulunmaktadır.
Takip etmek mi, etmemek mi?
Bu inançların inanılmaya değer olup olmadığını kesin olarak söylemek mümkün değildir.
Modern bilimin bakış açısından, bunların tezahürü psikoloji ile açıklanmaktadır: Onlara inanan bir kişi, kendini başarısızlığa hazırlar. Ancak atalarımızın öğretilerini ve inançlarını inkar etmenin hiçbir sebebi yoktur.
Tek yargıç sizsiniz. Çoğu insan, batıl inançlı olsun ya da olmasın, yatağını ayaklarını kapıya doğru koymamaya çalışır. Seçim tamamen sana ait, okuyucum.